Keşfedebildiğimiz evrende, bilinen en gelişmiş sistem insan ve insan beynidir. İnsan beyni, yapay zeka üretebilecek bir olgunluğa ulaşabilmiştir. Bu zeka sayesinde ilk başlarda konuşma ve yazmayı geliştirmiş ve bilişsel yeteneklerini başkalarına da aktarma fırsatı oluşturmuştur. Ateşin bulunuşundan, kendi kendine karar verebilen, daha önce öğretilmemiş çıkarımlarda bulunabilen yapay zekaya sahip makineler üretebilen insanın bilişim teknolojileri evrimine buyurun birlikte bakalım.
İlk mekanik hesaplama araçlarının taşlar veya kemik benzeri yapılar olduğu düşünülür. Bu yapıların üzerlerine çizilenlerle kayıtlar ve hesaplamamalar yapılmaktaydı. Yerleşik hayata geçildiğinde ise kil tabletler üzerine çivi yazısı ile hesaplamalar ve notlar tutulmaya başlandı. Tarihi kalıntılarda Hipotenüs hesabını gösteren bir tablete dahi rastlanmıştır. Zamanla Çin’de abaküs ile daha karışık matematik işlemleri yapılmaya başlandı. Abaküslerle toplama çıkarma çarpma ve bölme kolaylıkla yapılabiliyordu. Öyle ki Çinli’ler abaküs ile karekök alma işlemlerini dahi yapabilmişlerdir. Abaküs Çin’de 1960’lara kadar kullanılmaya devam etmiştir.
Zaman geçtikçe kil tabletler yerine papirüs ve parşomen kağıtlar kullanılmaya başlanmıştır. Popirüs, eski Mısır’da, Nil nehrinde bulunan papirüs bitkisinin özüyle yapılan kağıda benzeyen bir ortamdır. Parşomen ise koyun, inek, keçi gibi hayvanların derisidir. Hem papirüs ve hem parşomen kağıttan çok daha dayanıklıdır.
Papirüs ve parşomen’den sonra kağıda geçilmişken, kil tabletlerin kullanımı ise uzun süre devam etmiştir. Çünkü kil tabletler kara tahta gibi üzerine yazılıp sonra silinebilmektedir. Roma’da öğrenciler kil tablet kullanımına devam etmiştir.
Roma Rakamları ilk çağdan orta çağa kadar kullanılmıştır; fakat Roma rakamları ile matematik yapmak çok zordur. Hindistan’da keşfedilen 0 rakamı ve 9 haneli Arap rakamlarının ortaya çıkması matematiği kolaylaştırmıştır.
9. Yüzyılda El-Harizmi çok basamaklı 2 sayının çarpılması ve bölünmesi için bulunan yöntemleri adımlar haline getirerek buna “Algoritma” demiştir. Bu kavram günümüz bilişim teknolojilerinde bolca kullanılacaktır.
EL-Harizmi –> Diğer adıyla Ebu Cafer Muhammed Bin Musa; Matematik, Astronomi ve Coğrafya alanlarında çalışmış Fars bilim insanıdır. 780 yılında doğmuş 850 yılında vefat etmiştir.
EL-Harizmi’nin ardından Matematiği geliştiren diğer önemli isim ise Leonardo Fibonacci‘dir. 12. Yüzdılda İtalya’da yaşamıştır. Leonardo, bütün Akdeniz Bögesini gezdi ve Hint-Arap sayı sisteminin Roma Sayı sisteminden matematik açısından çok daha kolay olduğunu gösteren Hesaplama Kitabı (Liber Abaci) kitabını 32 yaşında yayınladı. Leonardo ayrıca kayıtların 2 farklı yerde tutularak daha güvenli olan kayıt sistematiğini geliştirmiştir.
17. Yüzyılda İskoçyalı John Napier Logaritmayı geliştirmiştir. Logaritma hazırlanmış cetvellere bakılarak karmaşık çarpma ve bölme işlemlerini toplama ve çıkarma işlemlerine dönüştürerek karışık işlemlerin kolaylıkla yapılmasını sağlamaktadır.
Aynı yıllarda İngiliz bir Papaz olan William Oughtred, Napier’in Logaritma metondan yola çıkarak Sürgülü Hesap Cetvelini geliştirmiştir. Sürgülü hesap cetveli üzerinde çok daha fazla rakam ve sembol bulunan bir cetveldir ve matematiksel hesaplar yapmaya yarar. Elektronik hesap makineleri çıkana kadar yani 1970’lere kadar mühendisler sürgülü hesap cetvellerini kullanmışlardır. ( Decilog)
17. Yüzyılda İngiltere’de bu gelişmeler olurken aynı dönemde Fransa’da Blaise Pascal, mekanik bir toplama makinesi geliştirmiştir. Bu makinede toplanacak rakamlar döndürülerek çevrilen eski telefonlar gibi kullanılmaktaydı.
Aynı yüzyılda Almanya’da ise Gottfried Wilhelm Leibniz bilişimin geleceğini kuranlardan biri olacaktı. Leibniz bu gün 1 ve 0 ‘lar dünyası olarak bildiğimiz bilgisayarların temeli olan ikili sayı sistemini geliştirdi. Leibniz de Logaritma gibi çarpma işlemlerini ardışık toplama sistemleri haline getiren bir metot geliştirdi. Aynı şekilde bu yöntemle ardışık çıkarmalar yapılarak da bölme işlemi yapılıyordu. Kol çevirmeli hesap makineleri bu şekilde çalıştı.
1800’lü yılların başında Fransız dokumacısı Joseph Marie Jacquard delikli kağıtlarla dokuma tezgahını yöneten bir mekanizma icat etmiştir. Bu kartlar sayesinde ipliğin rengi yönetilerek farklı desenler dokunabiliyordu. Yani ilk programlama bir açıdan dokuma tezgahına kağıtlara açılan deliklerle yapılmış oldu.
Aynı yüzyılda Charles Babbage karmaşık işlemleri yapabilen bir hesap makinesi yapmaya çalıştı fakat başarılı olamadı. Fark makinesi adını verdiği makine ile Sonlu Farklar yöntemi ile polinomlar çok hassas bir şekilde çözülebilecekti. İngiltere Bilim Müzesi 1991 yılında bu makineyi tamamladı ve 31 basamağa kadar hassas bir şekilde çalışabildiği görüldü. Babbage 1833’de buharla ve dişli çarklarla çalışan ve yine aynı şekilde delikli kartlarla programlanan Analitik Makine isimli bir makine yapmaya çalıştı. Analitik Makine ‘de sayıların ve ara işlem sonuçlarının saklanacağı Bellek ve işlemlerin yapılacağı İşlemci olacaktı. Bu makine 4 saniyede toplama ve çıkarma işlemi yapabilirken 4 dakikada ise çarpma veya bölme işlemini yapacaktı. Finansal nedenlerden ötürü Babbage bu makinesini asla tamamlayamadı. Fakat bilgisayarlar onun başlattığı bu yol sayesinde geliştirildi.
Charles Babbage Analitik makineyi yapmaya çalışırken yardımcısı Ada Lovelace ise bu makine üzerinde çalışabilecek programları tasarlamaya çalıştı. Bu nedenle Ada Lovelace tarihin ilk programcısıdır.
Yine İlgiltere’de George Boole, Leibniz’in 0 ve 1 rakamlarından oluşan 2’li sisteminden yararlanarak 1837’de Boole Cebri’ni geliştiri. Boolean kelimesi buradan gelmektedir. Programlamada sık sık kullandığımız 1= Doğru; 0=Yanlış ; ve; veya, değil gibi sözel ifadeler matematiksel olarak bu şekilde ifade edilmeye başlanmış oldu.
19. Yüzyılda Matematik ve Bilişim kıvılcımı Amerika’ya da sıçradı. 1835 yılında Joseph Henry ilk defa Röleyi icat etti. Röle ufak bir akım verildiğinde akımı kapatan, akım verilmediğindeyse akımı açan otomatik bir anahtardı. Bu basit buluş ileride telgraf, telefon ve daha sonra ise bilgisayarların temelini atacaktı.
Yine 19. Yüzyılda Rusya’da İsveçli göçmen bir mühendis olan Willgodt Theophil Odhner 4 işlem yapabilen kol ile çevirmeli mekanik hesap makinesini keşfetti. Aynı Dönemde Amerika’da ise Frank Stephen Baldwin benzer bir hesap makinesi yaptı.
Fakat bu makineler büyük sayıların toplanması için yeterli değildi ve ayrıca bu makinalarda istatistiksel hesaplamalar da yapılamıyordu. Amerika’da 1880’de yapılan nüfus sayımının toplanması ve istatistiksel sonuçların çıkarılması tam 7 yıl sürmüştü. Tabi ki bu 7 yıl içerisinde nüfus ve istatistikler değişmişti. Bunu çözmek isteyen Amerika Nüfus İdaresi bir yarışma açtı ve Herman Hollerith delikli kart sistemiyle çalışan ve istatistiksel işlemleri hesaplayabilen yöntemiyle yarışmayı kazandı. Bu yöntem sayesinde sonraki nüfus sayımı 1890’da yaklaşık 2 yılda tamamlanabildi. Sistem, elektrikle, el yardımıyla ve delikli kartlar sayesinde çalışıyordu. Herman’ın bu makinesi çok beğenildi ve Herman bu makineyi pek çok ülkeye nüfus sayımı için sattı. Herman 1924 yılında ise şirketinin adını IBM olarak değiştirdi.
Herman Hollerith Alman asıllı Amerikalı İstatistikçidir. Delikli kart teknolojisiyle çizelgeleyicileri ve bunu kullanan makineyi icat ederek IBM firmasını kurmuş ve Modern Bilgisayar teknolojisinin temellerini atanlardan biri olmuştur.
Hollerith sayesinde mekanik hesap makinelerinden elektromekanik hesap makinelerine geçilmiştir. Bu dönemden sonra 20. yüzyıl ortalarına kadar daktilolar, kart sistemleri, okuyucular, kopyalayıcılar gelişti. 1960’larda ise bu sistemler ticari hayatta envanter, bordro ve raporlamalarda kullanılmaya başlandı.
İlk iletişim teknolojisi konuşmanın icadıdır. Ardından yazının icadı iletişim teknolojilerine çığır atlatmıştır. Sonraki çığır atlama ise matbaanın icadıdır. Matbaa sayesinde değerli bilgiler hızlı ve hatasız bir şekilde binlerce defa çoğaltılabilmekte ve milyonlarca kişiye ulaşabilmekteydi. Sonrasında ise yukarıda bahsedilen matematiksel gelişmeler ve yöntemler iletişim teknolojilerinde 4. sıçramayı yaratmıştır. İletişim teknolojilerinde güvercinleri ve atlıları da unutmamak gerekir. Kitaplar ve özellikle gazeteler de iletişim teknoloji tarihinin önemli gelişmelerindendir.
Fransız bir kimyacı olan Louis-Jacques-Mandé Daguerre kendisinden önceki amatör denemelerden sonra 1822 yılında ilk fotoğraf makinesini geliştirmiştir. Aşağıda gördüğünüz fotoğraf çekilen ilk fotoğraftır.
İlk ticari telgraf 1837 yılında İngilitere’de demiryollarında kullanılmaya başlamıştır fakat telgrafı geliştirenler ise yine Fransız’lar olmuştur. Claude Chappe telgrafın temellerini 1792 yılında atmıştır. Telgrafın halkın kullanıma açılması ise Amerika’da 1844 yılında Samuel Mors tarafından geliştirilen Mors alfabesi sayesinde Washington Baltimore arasındaki telgraf hattıyla yapılmıştır.
Telgrafın geliştirilmesinin ardından yine Amerika’da 1876’da Alexander Graham Bell ilk tefa telefonun patentini almıştır.
Telefonun keşfinden 1 yıl sonra Amerika’da Thomas Alva Edison 1877’de sesin mekanik disklere kaydedilmesini sağlayan gramofonu keşfetmiştir.
1891 yılında Edisonun’un ekibinde çalışan Eastman Kodak tarafından yapılmıştır. 1893 yılında 35mm’lik filmler üzerine kaydedilen filmler bozuk para karşılığında insanlara izlettirilmekteydi. Bildiğimiz anlamda ilk sinema gösterisi ise 1895 yılında Pariste Lous ve Auguste Lumiere kardeşler tarafından gerçekleştirildi.
İskoç matematikçi ve fizikçi James Clerk Maxwell 1864 yılında elektromanyetik dalgaların boş alanda yayılabileceğini teorik olarak ispatladı. 1888’de ise Alman fizikçi Heinrich Rudolf Hertz bu teoriyi fiziksel olarak kanıtladı. Radyo ise 20 yıl sonra bulunacaktı. 1897 Yılında İtalyan Guglielmo Marconi ilk kablosuz telgraf sistemini duyurdu. Aynı tarihte Nikola Tesla da radyo dalgalarıyla ilgili çalışmalara başladı. 1906 yılında Kanadalı bilim insanı Reginald Fessenden ilk radyo yayının Amerika’da gerçekleştirdi. 1920’de Amerika’da bir çok ticari radyo yayın hayatına başladı.
Elektriğin elektron hareketlerinden meydana geldiğini biliyoruz. Elektroniği elektrikten ayıran ise elektron akışının sadece direnç, kapesitans ve endüktans gibi aktif olmayan müdahalelerle yönetmek yerine amplifikasyon ve düzeltme ile kontrol etmek için aktif cihazlar kullanılmasıdır. Elektron 1897 yılında tanımlanmıştır. 1906’da ise Amerikalı Lee De Forest elektron tüpü / vakum tüpü / radyo lambasını bularak elektroniğin kurucusu olmuştur. 1950 yılına kadar Elektronik’e Radyo Teknolojisi denmiştir.
Elektronik terim olarak, elektrik akımı ile bilgi işleyen, taşıyan veya depolayan sistemleri inceleyen bilim dalıdır.
Radyo zaferinden sonra bilim adamları daha da heyecanlandı. Eğer ses radyo dalgaları ile aktarılıyorsa görüntü de aktarılabilir olmalıydı. Nihayet 1926 yılında İngiltere’de John Logie Baird ilk televizyon yayınını gerçekleştirdi. Daha çok teorik olarak çalışan bu televizyon 1930’da kısmen daha izlenebilir hale geldi. İlk televizyon yayıncılığı ise 1939 yılında başladı.
1936’da İngiltere’de Matematikçi Alan Mathison Turing “Turing Makinesi” adı altında ilginç bir kavram ortaya attı. Turing bilgisayar biliminin kurucusu kabul edilir. 2014 yılında yapılmış olan The Imitation Game (Yapay Oyun) isimli filmi izlemenizi öneririz. Turing aynı zamanda bir kriptologdur. Turingin Almanya – İngiltere savaşındaki Alman iletişim şifrelerini çözerek savaşın 2 yıl kısalmasını ve 14 Milyon insanın ölmesini engellediği düşünülür. Turing Makinesiyle ilgili detaylı yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Turing makinesi sağa ve sola dönebilen bir bant ve okuyan ve yazan kafanın olduğu sistem üzerinde çalışan bir makinedir. Bu makine günümüz bilgisayarları için teorik bir öncüdür. Turing attığı bu temeller modern bilgisayarların yapılmasını teşvik etmiştir.
Diğer kavramsal gelişme ise MIT’de Vanevar Busch‘un öğrencisi Claude Elwood Shannon ‘un 1936’da yazdığı yüksek lisans tezidir. Bu tez tüm zamanların en etkili tezi olarak tarihe geçmiştir. Tez’de yukarıda bahsettiğimiz Alman Matematikçi George Boole‘ nin 0 ve 1 ‘lerden oluşan Boole Cebrine ait “ve”, “veya”, “değil” operatörlerinin elektrik devreleriyle tasarlanmasından bahsetmiştir. Bu tasarım (mimari) mikroişlemci tasarımlarında kullanılmıştır.
Böylece Turing ve Shannon teorik olarak modern bilgisayarların temelini atmış oldular.
Almanya’da 1938’de İnşaat Mühendisi olan Konrad Ernst Otto Zuse 2’li sistemde çalışan ve programlanabilen ilk hesap makinesini geliştirdi. Makinede veriler klavyeden giriliyordu. 35mm’lik filmlerdeki deliklerden okuma yapılıyordu, sonuçlar elektrik lambalarıyla gösteriliyordu. Bellek ise mekanikti. 1940’da ise Mekanik belleği Röle ile değiştirdi. Her iki tasarımın eksik yanı döngü özelliklerinin olmamasıydı.
Amerika’da ise Charles Babbage ‘nin yarım bıraktığı işe devam kararı verildi. IBM firması Deniz Kuvvetleri için Harvard Üniversitesinde Harvard Mark 1 isimli ilk bilgisayarı yaptı. Bu bilgisayar 4,5 tondu, 16 metre idi ve 750.000 parçadan oluşuyordu. Howard Hathaway Aiken IBM’in bu bilgisayarın arkasındaki tasarımcı olarak anılır.
Amerika’da John Mauchly ve John Presper Eckert 1946 yılında 30 ton ağırlığında 150 metrekare 17500 elektron tüpü, 1500 röle, 7000 direnç ve 10.000 kondansatörle çalışan bir süper bilgisayar yaptılar. 10 Haneli 5000 sayıyı 1 saniyede toplayabiliyordu. Bilgisayarın adı ENIAC idi. ENIAC ilk elektronik bilgisayardır.
ENIAC ‘ı kullanan John Von Neumann Panel Fiş sistemini yetersiz buldu ve veriler üzerinde yapılacak işlemlerin bilgisayar belleğinde saklanması gerektiğini söyledi. Bu yaklaşıma Neumann Mimarisi denir.
Daha sonra bu öneriyle Amerika ve İngiltere ‘de bir çok bilgisayar yapıldı. İlk bilgisayarlar makine kodu ile çalışıyordu. Kısaltmalarla program yazmaya ise 1947’de Assembly kod kullanıma başlandı. Assembly çok güçlü ve çok düşük seviye bir programlama dilidir. Londra Üniversitesi’nde geliştirilmiştir.
1947’de farklı bir gelişme daha yaşandı. Amerikalı fizikçi William Bradford Shockley, hantal, çabuk bozulan vakum tüpleri yerine Germanyum bazlı yarı iletmek transistörleri geliştir.
1950’lerde bilgisayarlar ticari olarak ilk defa satılmaya başlandı. Genel olarak ICL ve IBM firmasının ürettiği delikli kart sistemiyle çalışan bilgisayarlar kullanılıyordu. Türkiye de Karayolları Genel Müdürlüğü’ne 1960 yılında alınan IBM 650 1950’lerde geliştirildi. Bilgisayarlar satılmak yerine kiralanmaya başlandı. Hafıza olarak manyetik teyp kullanılıyordu. İlk yazıcı 1957’de yapıldı. 5MB’lık ilk harddisk 1956’da yapıldı. Akan Turing yine 1951’de Turing Testi fikrini ortaya attı. 1956’da ilk yapay zeka toplantısı gerçekleştirildi. 1954’de IBM’de Fortran dili yayınlandı. 1958’de bilgisayar programcılığı okullarda ders olarak okutulmaya başlandı.
Bilgisayar Faresi 1963’de Dougla Engelbart tarafından geliştirildi. Tüplü bilgisayarlar yerine transistörlü bilgisayarlara geçilmiştir. Basic dili 1964’de yayınlandı. Mini bilgisayarlar üretilmeye başlandı. Fiyatlar milyondolarlardan 100.000 dolar seviyelerine düştü. HP firması da bilgisayar üretmeye başladı. Unix işletim sistem yayınlandı. 1968’de Robert Noyce, Gordıb Moore ile birlikte Intel ‘i kurmuştur.
Moore kanunu 1965 yılında açıklanmıştır. Buna göre –> Bir tümleşik devreye yerleştirilebilen transistor sayısı her yıl 2 katına çıkmaktaydı. IBM 1967’de Floppy Disk’i icat etti. ARPA yani ilk şnternet 1969’da oluşturuldu. Bilgisayar fiyatları 10.000 USD seviyelerine düştü. İlk robotlar ve uydular yapılmaya başlandı. Aya 1969’da gidildi.
1971’de Intel tarafından 4 bitlik ilk Intel 4004 çipi yayınlandı. İçerisinde 2250 transistör vardı. 1 Yıl sonra 8 Bitlik 8008 mikroişlemcisi üretildi. Bu basit işlemciler ilk başta basit makinelerde ve hesap makinelerinde kullanıldı. Mikroişlemcili ilk bilgisayar 1975’de 8080 işlemcisiyle yapıldı. Genel olarak hobi olarak kullanılıyordu. Bill Gates ve Paul Allen bu dönemde Microsoft ‘u kurdu. Sonrasında Steve Jobs ve Steve Wozniak Apple 1’i tasarladı ve satışa başladı. 1977 yılındı ise meşhur Commodore piyasaya sürüldü. Bu bilgisayalarda genelde evlerde oyun oynanıyordu.
1971’de Ray Tomlison ARPANET ağı için ilk E-posta uygulamasını geliştiri. 1972’de C programlama dili geliştirildi. Yine 1972’de HP hesap makinesini çıkardı ve daha önce bahsettiğimiz sürgülü cetveller aniden tarih oldu.1973’de TCP/IP protokolleri yayınlandı. 1976’da Lazer yazıcı bulundu. Aynı yıl 5 inçlik floppy diskler üretildi. 1978’de Space Invaders üretildi.
1979’de ilk CD üretildi.
IBM kişisel bilgisayar sektörüne girmeye ikna oldu ve Microsoft Dos arayüzüyle birlikte bilgisayarlar satmaya başladı. Apple dışındaki diğer firmalar ise bu rekabete dayanamadı. 1985’de yayınlanan DOS 3.1 ile internet yaygınlaşmaya başladı. 1983’de toplu olarak TCP/IP protokolüne geçildi. 1981’de Richard Feynman tarafından kauntum bilgisayarı kavramı ortaya atıldı.1983’de Richard Stallman Ücretsiz bir yazılım ortamı oluşturmak için GNU Projesini duyurdu. Microsoft Word 1983’de yayımlandı. 1985’de Microsoft 1.0 çıkarıldı. İsviçrede Cern’de görevli Tim Berners Lee 1989 yılında World Wide Web ‘i icat etti. (HTML). 1990’da ilk web sunucusunu geliştirdi.
ATM cihazları Türkiye’de yayılmaya başladı. Windows 95 yayımlandı. Microsoft Office duyuruldu. Konuşma tanıma, müzik dinleme oluşturma, video işleme, grafik tasarım gibi ticari yazılmlar satılmaya kullanılmaya başlandı. 1991’de Linus Torwarlds tarafından Linux işletim sistemi yazılmaya başlandı.
Sun firması 1995’de Java’yı yayınladı. 1997’de IBM bilgisayarı Deep Blue, satrançta Garry Kasparov’u yendi.
Toshiba ve Compaq ilk laptop satışlarına başladı.
Google arama motoru popülerleşelerek Gmaili duyurdu, ardından Chrome tarayıcıyı yayınladı. Youtube’u alarak medyo sektörüne adım atmış oldu. Google Map’s ile navigasyon ve harita sektörüne girdi.
Oyun sektöründe Playstation, X-Box ve Nintendo rekabeti kızıştı.
2006 yılında Amazon AWS’yi duyurdu. 2004 yılında WEB2.0 ‘a geçiş yapıldı ve Ajax, Javascript, XML, Json gibi yazılım araçları geliştirildi. Sunucu tarafında ise Perl, PHP, Python, Ruby, Java, Microsoft.Net gibi programlama dilleri geliştirildi.
Wi-fi teknolojileri gelişerek kablo bağımılığı ortadan kalktı. ADSL ile internet hızlara 16Mbitlere çıktı.
Facebook, Twitter, Joomla, WordPress gibi uygylamalar yaygınlaştı. 2007’de ilk iphone duyuruldu. Google ise 2008’de Android mobil işletim sistemini duyurdu.
2010’lar taşınabilir teknolojilerini geliştiği yıllardır. 2010 yılında ilk ipad duyuruldu. 2008’de Macbook Air üretildi. Harddiskten SSD’ye geçildi. 3G’deb 4G’ye geçildi. ADSL’den Fiber Optik’e geçildi. Akıllı saatler, akıllı TV’ler kullanılmaya başlanmıştır. Televizyon kanallarının yerini Youtube ve Netflix almaya başlamıştır.
Büyük veri kavramı sosyal medyayla birlikte konuşulmaya başlanmıştır.
Lenovo, Oppo, Alipay, DJI, Xiaomi TP-Link gibi Çin markaları teknoloji sektörünü domine etmeye başlamıştır. Amerika’nın Çine uyguladığı Android ambargosu nedeniyle Xiaomi ve Samsung kendi platformlarını oluşturmaya başlamıştır. Python programlama diliyle birlikte büyük data, derin öğrenme, nöral ağlar ve yapay zeka uygulamalarında sıçrama yaşanmıştır. Pandemi etkisiyle çip krizi oluşmuş ve işlemci ve ekran kartlarının fiyatlarını yükseltmiş ve ulaşılabilirliğini azaltmıştır.
Rusya-Ukrayna savaşı ve enerji krizi nedeniyle fosil yakıtlardan uzaklaşma, elektrifikasyon ve hidyojen enerjisi teknolojisi yaygınlaşmaya başlamıştır.
Amerikalı Sosyolog Daniel Bell ‘e göre Bilgisayarların ofislere girmesiyle birlikte çalışanlar bilgi algılayan, yorumlayan ve üreten birer bilgi toplumu oluşturdular. Kendilerinden önceki toplum ise endüstri toplumuydu. Buna göre üretim 2. plandadır. Tasarım ön plandadır. Uzmanlaşma önemlidir. Fikir haklarının değeri artmaya başlar. Gelişen yapay zeka ve uzmanlaşma ise işsizlik sayısının artacağının göstergesi olmaktadır.