Girişimcilik, Dünya’da desteklenen bir sektör haline gelmiş olmasına rağmen ülkemize baktığımızda henüz emekleme aşamasına geldiğini söyleyebiliriz. Bu da 2000 li yıllardaki Girişimcilik tanımı ile bugünkü tanımı arasında ister istemez fark yaratıyor. Bugün girişimcilik ve girişimci kavramlarının altı daha dolu ve zorlu bir tanımda.
Dünya’ya baktığınızda örnek girişimlerin etrafımızda marka değerini en üst seviyede hissettirdiğini de görebiliyoruz. Bu dev markaların birçoğu startup (teknoloji temelli, yaratıcı ve kısa zamanda büyüyebilme kapasitesi olan girişimler) olarak kuruldu ve bugünkü haline geldi. Uber, Tesla (SpaceX), Onedio, iyzico bunların birkaç örneği.
Girişimcilik ekosisteminin gelişmiş ülkelerde yerleşmiş olması nedeniyle girişimlerinde başarılı olma şansları ve kabiliyetleri Türkiye’den bir iki tık daha yukarıda olmasının yanında bizlerden çok daha fazla artıları bulunmuyor. Eskiden girişimci denildiğinde herkesin ilk söyleyeceği şeyler muhtemelen; “Emek, sermaye, hammadde ve iş gücünü bir araya getiren kişi girişimcidir” olurdu. Ancak şimdi bu tanımı yapmak o kadar kolay değil. Bugün “girişimci” tanımın altını dolduranlar çok daha komplike ve çok daha disipline yöntemleri uygulayan ve en önemlisi ekip ruhuyla hareket edenler oluyor. Yani “şuraya şu marketi açtık mı köşeyi döndük” mantığından ziyade; kasiyersiz marketler, insansız ticaret merkezlerinin kuruluşlarına öncülük eden girişimleri tasarlayan girişimcilerin zamanındayız.
Bu girişimciler; karşılarına çıkan sorunlara gelişim adımı olarak bakan, zorlukları işin parçası olarak gören, pes etmek nedir bilmeyen, sürekli öğrenmeyi bir hayat felsefesi haline getirmiş olan kişilerdir. Çözümün parçası olmak isteyip, sorunlara yaratıcı çözümler üreten karakterlerdir.
Dünya’ya baktığınızda örnek girişimlerin etrafımızda marka değerini en üst seviyede hissettirdiğini de görebiliyoruz. Bu dev markaların birçoğu startup (teknoloji temelli, yaratıcı ve kısa zamanda büyüyebilme kapasitesi olan girişimler) olarak kuruldu ve bugünkü haline geldi. Uber, Tesla (SpaceX), Onedio, iyzico bunların birkaç örneği.
Girişimcilik ekosisteminin gelişmiş ülkelerde yerleşmiş olması nedeniyle girişimlerinde başarılı olma şansları ve kabiliyetleri Türkiye’den bir iki tık daha yukarıda olmasının yanında bizlerden çok daha fazla artıları bulunmuyor. Eskiden girişimci denildiğinde herkesin ilk söyleyeceği şeyler muhtemelen; “Emek, sermaye, hammadde ve iş gücünü bir araya getiren kişi girişimcidir” olurdu. Ancak şimdi bu tanımı yapmak o kadar kolay değil. Bugün “girişimci” tanımın altını dolduranlar çok daha komplike ve çok daha disipline yöntemleri uygulayan ve en önemlisi ekip ruhuyla hareket edenler oluyor. Yani “şuraya şu marketi açtık mı köşeyi döndük” mantığından ziyade; kasiyersiz marketler, insansız ticaret merkezlerinin kuruluşlarına öncülük eden girişimleri tasarlayan girişimcilerin zamanındayız.
Bu girişimciler; karşılarına çıkan sorunlara gelişim adımı olarak bakan, zorlukları işin parçası olarak gören, pes etmek nedir bilmeyen, sürekli öğrenmeyi bir hayat felsefesi haline getirmiş olan kişilerdir. Çözümün parçası olmak isteyip, sorunlara yaratıcı çözümler üreten karakterlerdir.