
Psikoloğa Ne Zaman Gidilir ?
Yaşam şartları, geçim sıkıntısı, etrafımızda ki hırslı kinci yada art niyetli insanlar, monotonluk, çeşitli nedenlerle kendimizi ifade edemiyor olmak ruhsal olarak herkesi yıpratmakta ve bu bazen ağır psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Ne var ki fiziksel rahatsızlıklarımıza verdiğimiz önemi psikolojik rahatsızlıklarımıza vermiyoruz. Burnumuz aksa doktora giden bizler nedense ruhsal sorunlarımızı doktora taşımıyoruz. Bunun en temel nedenleri ise psikologlar hakkında ki "deli doktoru" algısı. İnsanların bir kısmı yaşadığı problemin farkında olmadığı için kendisinin buna ihtiyacı olmadığını düşünür, bir diğer kısmı da sorunun farkında olsa da toplumun yadırgamasından yada yanlış anlamasından endişe ederek psikologa gitmeye yanaşmazlar.
Psikologa gitmek için durumun çok ağır olması gerektiğini yada bunun gereksiz bir lüks olduğunu düşünürler. Ama sanılan aksine kişilerin düzenli olarak psikologa gitmeleri hem sosyal yaşamları hem de motivasyonları açısından çok yararlı olacaktır.
Bunun dışında günlük yaşam içerisinde iş yerinde yaşanan sıkıntıların üzerinizde yarattığı stresi azaltmak adına destek almak için, hayatını kaybeden bir yakınınızın sizde ağır travmatik üzüntüler yaratan etkilerini azaltmak ve bu durumu atlatıp hayata geri dönmek için, boşanma yada ayrılma sonrası yaşanan duygu durumlarını en az hasarla atlatabilmek için, ciddi mali kayıplar sonrasında yaşanan psikolojik sorunları aşıp yeniden işe koyulmak için psikologa gidebilir ve destek alabilirsiniz. Bazen kişi farkına varmadan depresyon yada farklı psikolojik rahatsızlıklar yaşıyor olabilir. Bu durumlar kendini fizyolojik bir takım bozukluklar şeklinde kendini gösterir. Her hangi bir hastalık olmaksızın sürekli baş ağrısı, cinsel isteksizlik, yeme bozuklukları gibi durumlarda da bir psikolog ile görüşmek faydalı olacaktır.
Bununla birlikte günümüzde en çok rastlanan durumlardan bir tanesi kolay sinirlenme durumu. Artık insanlar daha tahammülsüz ve daha kolay sinirlenmekteler. Bunu kişiler kendileri çoğu zaman farkedemezler fakat çevrelerinde bu konu ile ilgili sıkça tepki alırlar. Bu kişilerde en kısa zamanda bir uzmana görünerek sinirlerini kontrol altında tutmayı öğrenmelidir. Bu hem kendileri hem de çevreleri açısından gereklidir.
Yaşam şartları, geçim sıkıntısı, etrafımızda ki hırslı kinci yada art niyetli insanlar, monotonluk, çeşitli nedenlerle kendimizi ifade edemiyor olmak ruhsal olarak herkesi yıpratmakta ve bu bazen ağır psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Ne var ki fiziksel rahatsızlıklarımıza verdiğimiz önemi psikolojik rahatsızlıklarımıza vermiyoruz. Burnumuz aksa doktora giden bizler nedense ruhsal sorunlarımızı doktora taşımıyoruz. Bunun en temel nedenleri ise psikologlar hakkında ki "deli doktoru" algısı. İnsanların bir kısmı yaşadığı problemin farkında olmadığı için kendisinin buna ihtiyacı olmadığını düşünür, bir diğer kısmı da sorunun farkında olsa da toplumun yadırgamasından yada yanlış anlamasından endişe ederek psikologa gitmeye yanaşmazlar.
Psikologa gitmek için durumun çok ağır olması gerektiğini yada bunun gereksiz bir lüks olduğunu düşünürler. Ama sanılan aksine kişilerin düzenli olarak psikologa gitmeleri hem sosyal yaşamları hem de motivasyonları açısından çok yararlı olacaktır.
Bunun dışında günlük yaşam içerisinde iş yerinde yaşanan sıkıntıların üzerinizde yarattığı stresi azaltmak adına destek almak için, hayatını kaybeden bir yakınınızın sizde ağır travmatik üzüntüler yaratan etkilerini azaltmak ve bu durumu atlatıp hayata geri dönmek için, boşanma yada ayrılma sonrası yaşanan duygu durumlarını en az hasarla atlatabilmek için, ciddi mali kayıplar sonrasında yaşanan psikolojik sorunları aşıp yeniden işe koyulmak için psikologa gidebilir ve destek alabilirsiniz. Bazen kişi farkına varmadan depresyon yada farklı psikolojik rahatsızlıklar yaşıyor olabilir. Bu durumlar kendini fizyolojik bir takım bozukluklar şeklinde kendini gösterir. Her hangi bir hastalık olmaksızın sürekli baş ağrısı, cinsel isteksizlik, yeme bozuklukları gibi durumlarda da bir psikolog ile görüşmek faydalı olacaktır.
Bununla birlikte günümüzde en çok rastlanan durumlardan bir tanesi kolay sinirlenme durumu. Artık insanlar daha tahammülsüz ve daha kolay sinirlenmekteler. Bunu kişiler kendileri çoğu zaman farkedemezler fakat çevrelerinde bu konu ile ilgili sıkça tepki alırlar. Bu kişilerde en kısa zamanda bir uzmana görünerek sinirlerini kontrol altında tutmayı öğrenmelidir. Bu hem kendileri hem de çevreleri açısından gereklidir.