Tolstoy İvan İlyiç’in Ölümü, Victor Hugo’nun Bir İdam Mahkumunun Son günü eserine benziyor. İki eser de bir yandan hayranlık uyandırıp keyif verirken diğer yandan rahatsız edici gerçeklikle yüzleştiriyor.
Her canlı ölümü tadar, herkes ölebilir ama ben ölemem, ben nasıl ölürüm!? 45 Yaşında ölen bir sorgu yargıcının ölüm sonrasıyla başlayan eser giriş ardından hayatı ve ölüm süreci hakkında sonlanıyor.
Tolstoy İvan İlyiç’in Ölümü, Rus edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir ve yazarın hayatın anlamı üzerine yaptığı derin sorgulamaların mükemmel bir örneğidir. Bu kısa roman, baş karakter İvan İlyiç’in yaşamı ve ölümü üzerinden insan varoluşunun temel sorularını irdeler. Tolstoy, karakterler aracılığıyla hayat, ölüm ve kişisel dönüşüm temalarını işler, okuyucuya dönemin Rus toplumunun bir panoramasını sunarken, evrensel ve zamansız soruları da gündeme getirir.
Roman, İvan İlyiç’in hayatının son günlerine odaklanarak başlar. İvan, kariyer odaklı, statü ve toplumsal konumunu önemseyen bir yargıçtır. Tolstoy, İvan’ın karakterini, dönemin Rus orta sınıfının tipik bir temsilcisi olarak betimler. İvan’ın yaşamı, başarılar ve maddi kazanımlar üzerine kuruludur, ancak bu yaşam tarzı ona gerçek mutluluk getirmez. Tolstoy, İvan’ın yaşamındaki bu boşluğu, onun iç dünyası ve toplumsal değerler arasındaki çelişki üzerinden gözler önüne serer.
İvan’ın yaşamı, bir kaza sonucu ciddi bir hastalığa yakalanmasıyla keskin bir döneme girer. Hastalığı ve yaklaşan ölümüyle yüzleşmek zorunda kalan İvan, hayatının anlamını ve geçirdiği zamanı sorgulamaya başlar. Tolstoy, İvan’ın bu içsel yolculuğunu, insanın ölümlülüğüyle yüzleşmesinin getirdiği ruhsal çalkantıları detaylı bir şekilde anlatır. İvan’ın ölümle yüzleşmesi, sadece fiziksel bir acıdan ibaret değildir; aynı zamanda manevi ve duygusal bir dönüşüm sürecidir.
Tolstoy İvan İlyiç’in Ölümü Romanının ilerleyen bölümlerinde, İvan’ın kişisel dönüşümüne tanık oluruz. Başlangıçta, hayatının boş ve anlamsız olduğunu düşünürken, yavaş yavaş içsel bir aydınlanma yaşar. Bu dönüşüm, Tolstoy’un en güçlü mesajlarından birini taşır: gerçek mutluluğun ve anlamın, dışsal başarılar ve toplumsal beklentilerde değil, içsel huzur ve öz farkındalıkta yattığı. İvan’ın ölümüne yaklaşırken bulduğu huzur ve kabullenme, onun yaşamının son anlarında bir tür kurtuluşa ulaşmasını sağlar.
Tolstoy İvan İlyiç’in Ölümü, Tolstoy’un insan varoluşu üzerine düşüncelerinin bir yansımasıdır. Tolstoy, İvan aracılığıyla, hayatın geçiciliği ve ölümün kaçınılmazlığı karşısında insanın nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğini sorgular. Roman, bireysel dönüşümün ve içsel huzurun, toplumsal başarı ve maddi kazanımların ötesinde olduğunu vurgular.
Lev Tolstoy’un İvan İlyiç’in Ölümü, klasik Rus edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. İvan İlyiç’in yaşamı ve ölümü üzerine kurulu bu hikaye, insanın hayatın anlamı, ölüm ve kişisel dönüşümle ilgili evrensel soruları sorgulamasına zemin hazırlar. Tolstoy, bu eseriyle, okuyucuya sadece bir hikaye sunmakla kalmaz, aynı zamanda hayatın derinliklerine dair önemli soruları da beraberinde getirir.
Tüm soru ve görüşleriniz için buraya tıklayabilirsiniz.
Yer sağlayıcı aior.com